×
Olympos Hakkında

Olympos Tarihçesi

Olympos’un tarihinden kısaca bahsetmek gerekirse ; Olympos M.Ö. 3. Yüzyılda kurulmuş, Likya kentlerinden birisidir.Döneminde ekonomik konsey tarafından 3 oy hakkı ile temsil edilmiş büyük bir kenttir Olympos. Bu da, o dönemde Olympos’ta 100.000 civarı insan yaşadığı anlamına gelmektedir.

Olympos antik kentinin girişinde göreceğiniz ahşaplarla desteklenmiş bir kemerli yapı vardır. Burası, Likya döneminde 3 katlı bir taş yapıymış. 1500 kadar işçi çalışan bu taş yapıda günümüzde de kullanılan bir sos olan ‘’Garum’’ adlı bir sos imal edilirmiş. Sardalya balıklarının toprak kuyularda 6 ay bekletilip, üst katmanında oluşan yağın alınmasıyla oluşan garum sosu, Olympos kentinin geçim kaynağı olarak bilinmekte.

Bugün Olympos’un yüzü diyebileceğimiz, denizi ikiye ayıran dere, Likya döneminde tüccar gemilerinin yanaştığı bir limanmış.Bu soslar şişelenip buradan gemilere yüklenirmiş.

Olympos kentinin ismi ; denize en yakın, en yüksek dağ olarak bilinen ‘’Tahtalı Dağı’’ ‘ndan gelir. Olimpos kenti bu dağın eteklerindedir. Günümüzde teleferikle de çıkılan Tahtalı dağı 2366 m. yüksekliktedir ve her taraftan fark edilir bir görkemliliğe sahiptir.

Aynı zamanda Fethiye Ölüdeniz’den başlayıp, Antalya Hisar Çandır’da biten 506 km uzunluğundaki Likya Yolu da Olimpos ‘tan geçmektedir. Ve günümüzde bir çok yerli ve yabancı turist belli aylarda bu yolu yürürler.Likyalılar döneminden sonra bir çok korsan saldırısına ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Olympos, Osmanlının 15. yy. da denizleri ele geçirmesiyle önemini kaybetmiş.Ve kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır.

Eskişehir Anadolu üniversitesinin 2000 yılında başlattığı kazı çalışmaları halen devam etmekte olan bu tarihi kentin, günümüz turizmindeki konumundan bahsedelim biraz da.

Günümüzde Olympos

1998 yılında ilk defa Olimpos’a geldiğimiz günü asla unutamam. Ağzımız açık kendisine bakarken, bir gün Olimpos’lu olacağımızı ve bugünlere geleceğimizi düşünmemiştim. O zamanlar bakir bir yerdi burası.Artan popülerliğinin etkileri eski halini özletse de, bugün hala ziyaretçilerini etkilemekte.

Olympos’un bizi etkileyen ve bizim için özel olan yönlerini anlatmam gerekirse;

İlk olarak, her daim yeraltından gelen suları.Bu suların etrafını çevreleyen defne ağaçları ve kendine çok fazla has olan doğası.İçine denizden önce veya sonra girmeyi çok sevdiğimiz bu kaynak sularının, insanı yaşama yeniden bağlayacak bir şeyler barındırdığına inanıyoruz.Aynı zamanda defne ağaçlarının sağladığı esans ve minerallerle de doğal yanık tedavisi için birebir.

Denize ulaşmak için 500 metre yürüme mesafesi var. Bu yol defne ağaçları ve tarihi kalıntılarla kaplı.İçlerine doğru girerseniz ise kanallar,lahitler ve tatlı sular

Denizi de genellikle çakıllı ve çabuk derinleşen türden olsa da bölgenin en temiz denizlerinden birisidir.Berraktır,dalgasızdır ve soğuk sular karıştığı için daha serindir.Yaz aylarında bunalmazsınız.

Olympos ve Çıralı aynı sahili paylaşmaktadır.Yürüyerek sahilden çıralıya çabucak ulaşılır.Ve bu sahil aynı zamanda caretta carettaların yumurtlama bölgesidir.

Yılın her mevsimi ateşi sönmeyen ‘’Yanartaş (Chimera)’’ ise Çıralı bölgesinde olup özellikle dolunayda sevdiklerinle tırmanıp şarap içmesi keyiflidir.

Doğası,tarihi ve deniziyle hala kendisini sevdirmeyi bilen Olympos, farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için, alternatif olma özelliğini korumakta